25 Kasım 2014 Salı

SİDİKLİ HAMİLE

Hamile kaldıktan sonra ilk aklıma düşen soru "Acaba kızım mı olacak, oğlum mu?" sorusuydu. Hemen de öğrenilmiyor ki 16. haftadan sonra diyor doktorlar ama 20. haftada bile öğrenebiliyorsun. Ay meraktan çatlayacağım.Ona göre hazırlanacağım,isim bulacağım,hayal kuracağım. İçimde ne olduğunu öğrenmem lazım.Her defasında bir heyecanla giriyoruz ultrasona hep kıçı dönük bize,bacaklarını kenetlemiş,göremiyoruz,sırf şeyini değil yüzünü de göstermiyor elleriyle kapalı hep o surat. Göremeyince de tabii ben evhamlandıkça evhamlanıyorum "Ay çocuğun yüzünde birşey mi var ki, niye yüzünü kapıyor? Doktor tabi bu sorumu kaale bile almadı. Derler ya kızlar göstermez diye efsane değilmiş,göstermedi bir süre ama hep kız olabilir denildi,sonra evet KIZ dediler. Zaten birden öğrenmiş gibi olmadık varsayımlarla öğrendiğimiz için "kız galiba,kız gibi" falan diye diye kız olduğunu tahmin etmiştik biz de bu kadar nazlanmaya. Eeee peki ismi ne olacak? Bir sürü isim buluruz içinden eleye eleye birine karar veririz diye düşünüyordum ama öyle olmadı. Birgün yürüyüş yapıyorduk Cenk'le yolda yürürken birden durdum ve "ismi NiL olsun mu?" dedim, o da "olsun" dedi ve oldu :) İsmini de bulduk,tamam. E hadi o zaman gelsin.Sürekli kendimi dinliyordum sancım mı var acaba diye. Acı eşiğim yüksek olduğu için ya hissetmezsem son ana kadar diye korkuyordum.
Son haftalar geçmek bilmedi.Sanki senelerdir hamileydim. Ne uzun geliyordu zaman. Yüzüstü uyumayı çok özlemiştim. Ters dönmüş kaplumbağa gibi yatakta debelenmekten yorulmuştum artık. Sürekli çişim geliyor,çişe gitmekten uyuyamıyorum. Yataktan kalkmak çok zor, debeleniyorum  debeleniyorum kalkamıyorum. Cenk arkamdan itiyor da kalkıyordum. Artık çok yorulmuştum bu muhabbetten "valla lazımlık alacağım kendime" diyordum. O kadar sıkıştırıyordu beni. Ama öyle ya da böyle günler geçiyordu.
Bahsetmiştim önceden de hamileliğimin son 3 ayı çok keyifli geçti diye,çok eğleniyordum. Cenk beni çok güldürüyordu. Komik bir kocam var :) Bir akşam salonda muhabbet ediyoruz ne konuştuğumuzu şu an hatırlamıyorum ama öyle bir güldüm ki zaten nefes alamıyorum kahkaha atmaktan boğulacaktım artık. Bir yandan gülüyordum bir yandan çişimi tutamıyordum. Hemen debelene debelene koltuktan attım kendimi dizlerimin üstüne çömdüm. Parkeye şakır şakır işiyordum. Cenk'in yüzünde ki şok ifadesini unutamıyorum. Ama ben hala nefes alamadan gülüyordum,gittikçe şiddetleniyordu durum. Neyse bir yandan kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum yavaş yavaş, yer göl olmuştu resmen, gözlerimden yaşlar akıyordu.Yerden kalkamıyordum bir türlü. Cenk şoktan çıktı,ben de sakinleştim biraz kendimize geldik  ve biz yerleri temizlemeye başladık. Bir yandan dalga geçiyor benimle,bir yandan da "o neydi öyle kaç litre su içtin sen?" diyordu. Sonra düşündüm ve birden "Ayyyy yoksa suyum mu geldi benim?" dedim.Cenk bu sefer ikinci şoku yaşıyordu "Ne suyu, nasıl böyle işeyerek mi geliyormuş?"diye soruyordu.Ben de " Ay ne bileyim internette bazıları yazmış okumuştum böyle de olabiliyor sanırım" dedim. İnternette de sapık gibi hamilelik ve doğumla ilgili herşeyi okuduğum için kafam iyice karışmıştı,çorba olmuştu. Bu sefer biz sağı solu koklamaya başladık,çiş mi değil mi anlayamıyorduk. Son haftalarımdı zaten. Suyumun gelme ihtimali de çok yüksek.Bu soru işaretleriyle uyuyamazdım.Hemen bir duş aldım, doğum çantalarını attık arabaya gittik hastaneye acile. Acilde danışma da sordular "Şikayetiniz nedir?" diye , Cenk'le birbirimize baktık "ne diyeceğiz şimdi" gibilerinden ve ben utana sıkıla "Şey ben altıma mı işedim suyum mu geldi  anlamadım da, ona baktıracaktık" dedim.Biri duydu mu diye de sağa sola bakınıyorum bir yandan. Acaba çok mu salak gözüküyorduk? Neyse yönlendirdi bizi doktora koşar adım kaçtık olay mahallinden.Doktorun huzuruna çıktık ve dedi ki bana "Şikayetiniz nedir?" ilk utangaçlığı bir nebze atmıştım üzerimden artık dedim ki "Ben çok güldüm tutamadım altıma kaçırdım ama bu arada suyum da gelmiş olabilir mi? Ona bakalım,tehlikeye atmayalım diye geldik" dedim Allahtan doktor bize kendimizi salak gibi hissettirtmedi "tabi tabi iyi yapmışsınız bakalım" dedi. Baktı ve su gelmemiş. Bebeğe bakalım dedi ve ilk defa yüzünün yarısını gördük. Gözlerinden aşağısını mezdeke gibi elleriyle kapamış çatık kaşlarıyla bize bakıyordu. Korktum valla bu niye bu kadar kızgın" diye.Yine de seçilmiyordu çok yüzüi, bir çift çatık kaş ve göz belli belirsizdi."Ama yine de bir nst'ye de girin bakalım durumunuza" dedi. Ona da girdik biraz sancı gördü ama doğum yapacak kadar değilmiş.Sonra gazlı bezin içine bir kağıt koyup verdiler bize, onu çamaşırıma koyacakmışım rengi mürekkep rengine dönerse o kağıdın, suyum geldiğini anlayacakmışım. Yani kısacası bir daha böyle saçmalayıp gelmeyin diyorlardı.Yerin dibine girdim yani.
Ama bana hamilelik anısı , babasının da ağzına sakız oldu. Ne zaman "çişim geldi" desem "suyun gelmiş olmasın sakın,doktora gidelim mi" diyordu. Sayesinde adım çıktı "sidikli hamile"ye. Saksı değilim ben sidikli de olsa hamileyim, en çok bana soracaksınız ;)





                              Bunlar da yüzünü göstermeyen NiL'in ultrason görüntüleri;




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder